Κυριακή 8 Μαΐου 2022

Hayat üzerine bir kaç gürültü...

Yalnızlık kaprisleri yaşıyorum uzun zamandır... Kalbim ve aklım arasında geçen bir kavga bu... Kalbim ilgi beklerken aklım bir sürü çalışma listesi çıkarıyor önüme ama ben işime geleni dinlemekteyim... Aslında kalbimden şikayetim var... Aklıma engel olmakla birlikte ruhani bir yorgunluk yaratmakta ve peşinden koştuğum bir çok işin güzel bir şekilde sonuçlanmasına engel olmakta... Ve ben kalbime engel olamamaktayım. B bir zayıflık işareti midir?

Aslinda benim ilgilenmemi bekleyen bir çok işim var ama benim bu konuda isteğim yok. Bir gaflet durumu sanırım bu. Neyse canım sıkılıyor.

Bu konuda kalbime engel olup evi toparladım. Yapacak çok işim varmış... Bunları kısmen yapabilmiş olmanın sevincini yaşamakla birlikte bunu hayatımın bir kuralı haline getirmem gerek sanırım.

Aslında hayat çok güzel. Ve bunu güzel yaşayabilmek biz insanoğlunun görevi ama benim yine canım sıkılıyor...

Σάββατο 7 Μαΐου 2022

BÜYÜMEK VE BEN...

Cok kararsızım... Büyürken geçen yıllara mı yansam yoksa hayatın günlük dertlerine mi? Günlük dertlerimin derdine mi düşsem yoksa her geçen günde tarihin tozlu raflarına yerleşmeyi tercih eden terkedenlerime mi üzülsem?

Bütün bu dertlerimi düşüne düşüne 37 yaşıma bastım geçen haftalarda... Hiç anlamadan ve üzerime yüklenen zaman denen ağırlıkla... Her geçen gün aklaşan saçım sakalım her geçen gün ağırlaşan vücudum bu duruma şahitlik ederken ben de yürümeye devam ediyorum. Kimi zaman hızlı adımlarla, kimi zaman da yavaş yavaş... Hâlâ yaşlanma aşamasına adım atmış birinin hayata karşı serzenişte bulunması kaprislerindeyim... Geçen haftalarda hayatıma giren bir kardeşimin dediği gibi kederi ve hazzı aynı oranda yaşamak hayatımın ayrılmaz bir parçası olmuş artık... Ve her ne kadar kırgınsam da hayata karşı bir o kadar huzurlu ve rahatım...