Σάββατο 6 Ιανουαρίου 2018

Ermenistan'da bir Türk Gezgin

Belki de birçok kişinin elestireceği ama benim bizzat gözlerimle gördüğüm bir tecrübeydi bu yaşadıklarım yakın ama uzak komşumuzdan. Aramızdaki bir tek sınıra rağmen tanımadığımız ama tanımaktan çok başkalarının anlattığına göre hareket ettiğimiz bir yer Ermenistan. Ön yargılarımıza kurban gidip başkalarını yargılamak çok kolaydır. Ama zor olan yargılarını yenip o uzak ve yakın olanı yakından görüp yorumlamak sanırım... 27 Aralik gecesi 28 Aralık sabaha karşı vardığım bu memlekette sınırda 6 dolar karşılığında kolayca vize alabiliyorsunuz. Ancak bu kadar güzel zaman gecirebilecegimi bilmezdim. Benim önceliğim orada yaşayan sevdiğim bir arkadaşımı görmekti. Onun dışında başka bir amacım da yoktu. Bir yeri de bir eğlenceyi de iyi yapan insandır. Rezil eden de öyle tabii... Ama çok güzel bir tecrübeydi orada geçirdiğim zaman. Insanlar sıcacıktı. Bir Nazo vardı. Suriye, Halepli. Arkadaşımın restoranında nargilecibaşıydı. Çok iyi biriydi. Ya Tatevik? O da garsonlardan biriydi. Sana bir sarıldı mı o kardescil kucagiyla sımsıcak duygularla dolardın. Ama Hovhannisyan uzaktan tanıdığım çok namuslu bir kızdı. Bu insanları tanıdıktan sonra düşman da neymiş? Benim için en iyi dosttu onlar. Bir de avukat tanıdım burada. Adi Davit! Dost buydu işte! Kompleksten uzak, bir şeyi begeniyorsan ye demişti! Ermeni olsa Turk olsa Yunan olsa ne yazar? Hanrabedutyan Hrabarag yani Cumhuriyet Meydanı. Sanki yıldızlar yeryüzüne inmiş dans ediyorlardı. Tabi Opera Meydanı da Cumhuriyet Meydanı'nı kıskanmış, onun kadar güzeldi. Arada bir Türkçe küfür eden ama Ermenice konuşan Suriyelilere rast geliyordun. Sonra bir gün Erivan'ın dışında, Karni diye bir antik yerleşime gittik. Oradaki havayı soluyunca aslında bugüne kadar aldığım nefesin luzumsuzluguna çok üzüldüm. Sonra duydum ki burada insanlar ölmekten değil, ölünce bu nefesi alamamaktan korkarlarmış. Ben de dönünce bu havayı alamamaktan korktum. Öyle de oldu zaten. 2 gün kendime gelemedim. Geldiğim yerde de doğduğum yerde de insanlar nefes almak, oksijen neymiş bilmezlermiş. Sonra Geghard Manastırı'na gittik. O ne ahenkti ya Rab? O ne sesti, ne suydu... O zamana kadar aslında gördüklerim, modern dünyanın radyasyonuna kurban gitmişti. Sonra duydum ki bazı hemşehrilerim buralara 'kömürlük' gibi dermiş. Onlar adına utanıverdim oralarda... 31 Aralık günü Aziz Echmiadzin şehrine gittik. Epey yürüdük ama yorgunluk hissetmedim oralarda. Bazı ağrılarım da Ermenistan'ın puslu havasına karışıp kayboldular oralarda... Echmiadzin bölgesinde 5 manastıra gittik. Hepsi de tarihin derinliklerinden kopup gelmişlerdi bugünlere kadar. Hepsi de ayrı güzeldi. Ama kömürlük gibiydiler bazı hemşehrilerime göre ama bana göre de herbiri ayrı güzeldi. Sonra Erivan'a dönünce bir Iran Camisi'ne girdik. Erivan'ın sokaklarında gizlenmiş bir inci gibi güzeldi. Geri dönmeden birkaç saat önce de Ermeni Soykırım Anıtı'na çıktım. Boşu boşuna ölen öldürülen insanların toplu mezarıydı orası. Aslında onları hatırlama yeriydi. Zaten komşunun acısını anlayıp onunla ağlayamıyorsan, ne kadar insan kalabilmişsindir ki? Insanlık yanındakinin acısını da anlamak değil midir? Bizler ise sadece birbine küsmüş, aynı Adem'le Havva'nın çocuklarıydık. Unutmadan, Ermenistan'da marketler 24 saat açık. Şaka değil. Hakikaten de öyle. Akşam saat 22:30'da gittiğimiz marketten 2 saatte çıkamadık! Market tıklım tıklımdı! Ne ararsan vardı! Canlı cansız balık! Et, sebze - meyve! Bir markette olması gerekenlerin 100 katı desem inanır mısınız? Bir de bir markette olması gereken insan sayısının 100 katı desem ona ne dersiniz? Şaka gibi ama gerçek! Erivan'daki insan profilinden de bahsedeyim mi? Bir memleketi cennet de yapan cehennem de yapan insandı. Ermenistan'da önyargılı insanlar beklerken, sıcak kanlı ve muhabbet sever insanlarla tanıştım. Yolculuğuma keyif veren de, anlam katan da buydu! Yani sevgili okuyucu, ben orada ön yargılı insan göremedim. Mutlaka vardır! Heryerde var ne yazık ki! Ama Eski Ahit'te bir söz vardır. Eğer 100 kişilik bir toplumda 99'u kötüyse ve 1'i iyiyse sadece, o topluma kötüdür demek çok büyük bir hatadır! Oraya gidip görmeni diler, yeni senede önyargılarımızı biraz daha yenmeyi Allah'tan niyaz ederim!